Kadının vücudu da mı devletin malı?

Kadının vücudu da mı devletin malı?

Fazla geriye gitmeyeyim. 10 yıl önce bana 21. yüzyılda Türkiye’mde bir gün, kadın bedeni üzerinden din ticareti yapılacak deselerdi, kesinlikle inanmaz, üstelik de kızardım.

30 yıla yakındır bu ülkenin tanıtımını, itibar kazanmasını, uluslararası alanlarda doğru anlatılmasını misyon edinmiş olan ben Türkiye nereye sürükleniyor endişesini taşımaya başladım. Yoksa bu ülkeyi yanlış anlayan, tanıyan ve tanıtan ben miyim?

 

Kadının bedeni üzerinden siyaset yapmak olgusu kuşkusuz sadece bize mahsus değil. Ama konu bir İslam ülkesi olan Türkiye’de geçince, işin rengi değişiyor. %20’sinin hala okuma-yazma bilmediği bir toplumdan söz ediyoruz, unutmayalım. Bu oranın yüksek bir kısmını ise kadınlar ve kızlar oluşturuyor. Çocukları, gençleri yetiştiren de yine aynı kadınlar, anneler. Onların referansları gençleri şekillendiriyor. Geleceğin nesilleri ortaçağın düşünceleri ve uygulamaları ile mi beslenecek?

 

Bizler kadına yönelik şiddetin durması, durdurulması için boşuna haykırıyoruz. Bir toplumun %50’sini oluşturan kadınları aşağı gören, onun bedenini, kafasını ve ruhunu ipotek altına almayı doğal hakkı sayan bu zihniyet değişmedikçe ve biz kadınlar bizim namımıza alınan kararlara,”Eh, n’apalım. Büyüklerimiz böyle uygun görmüş” diye seyirci kaldıkça daha çok kadın katliamı olur. Özgürlüğümüz de işte böyle, yavaş, yavaş elimizden kayar, gider. İstenilen de herhalde bu.

Ya bizim istediğimiz?

Bir Yorum Yazın