Nurten Korkut Soyugür

ONUN HAYATI, ONUN BEDENİ, ONUN KARARI!

Kelime anlamı olarak güç ve baskı kullanarak insanların (ya da canlıların) bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplu hareket anlamına gelen “Şiddet” maalesef yaşam içersinde sürekli duyduğumuz, bazen maruz kaldığımız ve hep uzak kalmaya, kaçmaya çalıştığımız tatsız bir konu aslında..Aile içi, kadına, çocuğa yönelik şiddet, hayvanlara şiddet, okulda şiddet, sporda şiddet, siyasette şiddet…Her yerde, her şekilde karşımıza çıkabilen bu yaklaşımı ortadan kaldırabilmek sanırım erken yaşta aile içinde başlamak üzere, sosyo-kültürel ve psikolojik bir eğitimi şart kılıyor.

Günümüzde şiddeti yaşamış veya yaşayana şahit olmuş kişiler büyük bir çabayla birlikler, örgütler kurarak seslerini çıkarmaya, şiddete maruz kalan bireyleri koruma altına almaya çalışsalar da esas yaptırımın adalet sistemi içersindeki caydırıcı cezalar ile mümkün olabileceğini düşünenlerdenim. Ne yazık ki yaşadığımız toplum ve hukuk kuralları gereği akıl almaz olaylara şahit olan bizler çoğu zaman cezaların verilmesi konusunda eksik kalındığı için bu olayları kökünden kurutamıyor ve acı tekerrürleri izlemek durumunda kalıyoruz.

Her tür şiddet şeklinde olduğu gibi, özellikle de ruhen ve bedenen kadınlara yönelik yapılan şiddetin asla kabul edilemezliğini ifade ederek hemcinslerim adına şu ara gündemde olan “Kürtaj Yasağı” konusuna değinmek istiyorum. Çünkü “bu konunun da kadına yönelik en önemli şiddet konularından biri” olduğunu düşünüyorum. Bırakın kadın olmayı bir tarafa, bir birey olarak dahi yaşamıma dair kararların sadece kendi özelimde ve isteğimle alınabileceğinin altını çizmek istiyorum. Üstelik hiçbir kadının bile bile kürtaj olmak isteyeceğini de düşünmüyorum. Kürtajın istenmeyen ve zorunlu hallerde ortaya çıktığını, akli denge bozukluğu haricinde bilerek hiç kimsenin bir cana özellikle de içinde taşıdığı cana zarar vermek istemeyeceği konusunda herkesin hemfikir olduğunu sanıyorum.


Fotoğraflar: Ümit Karalar

Ancak yaşam bazen istediğiniz veya hayal ettiğiniz gibi gitmeyebiliyor. Vicdanen taşınan yükler kişiye ağır gelebildiği gibi can vereceği bireye de aynı yükleri getireceği ve seçim hakkı olamayacağı endişesi ile istenmediği halde kürtaj yöntemini tercih etmek zorunda kalınan vakalarla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla bana göre, anne olma bir birey olma rolünden çok daha fazlasını temsil ediyor. Çok daha önemli ve çok daha nitelikli bir rol. O yüzden bu kararı kişinin kendisinden başkası vermemeli; çünkü ne hissettiğiniz ve düşündüğünüz tamamen size özel, tamamen sizinle ilgilidir…Hazır olduğunuzda ve anne olmayı istediğinizde, kendi tercihinizle bu rol üzerinize oturuyor. O yüzden benim fikrim, kimse kimseyi zorla ne anne olmaya, ne de kürtaj yaptırmaya zorlamalı. Ne şiddetin varlığı, ne de devletin gücü buna yetmemeli! Kadın ne istiyorsa, nasıl hissediyorsa, nasıl istiyorsa öyle olmalıdır.

Çünkü ”Onun hayatı, onun bedeni, onun kararı” .

Nurten Korkut Soyugür
Pazarlama Yöneticisi

Bir Yorum Yazın