Ayvalık’ın kedisi, delisi ve de…
Hani ünlü bir söz vardır ya, “Ayvalık’ın kedisi, delisi meşhurdur” diye, ben ona bir de “köpekleri” katmak istiyorum. Son zamanlarda
, Ayvalık’ta sık sık “ne yapacağız bu köpekleri, yürüyemez hale geldik” sözlerini duyuyorum. Bir arkadaş sabah sabah facebooktan sesleniyor; “Sarımsaklı’dan Badavut yöresine yürüyüşe çıktım, köpekler yüzünden geri döndüm. Yok mu buna dur diyecek biri.” Yaklaşık her sabah ben de yürüyüş yaparım. Sarımsaklı’dan Badavut’a doğru değil de, Çamlık’tan Ayvalık’a doğru gidiş- dönüş 5 kilometre yürürüm. Benim güzergahımda da bol miktarda köpek var. Hele çöplerden işe yarar eşyalar toplayıp geçimini sağlamaya çalışan bir kişinin peşindeki köpeklerden de çok çekinmişimdir.
Geçenlerde yine Çamlık’ta yürüyüş yapmaya hazırlanırken bana “Başıboş köpeklerin denetim altına alınması için bir imza atar mısınız?” dediler. “Memnuniyetle” dedim imzayı attım. Ama değişen bir şey olmadı. Geçen gün, elinde bir bebek arabası ile çöp toplayan o kişinin arkasında kaldım ve onu geçmek için çaba bile göstermedim. Çünkü peşinde tam 16 tane sokak köpeği vardı. Ben peşinden gidiyordum ama karşı yönden gelenlerin durumları zordu. Çöp toplayan adam ve köpekler geçerken, hemen ya bir binanın bahçesine ya da içine saklanıyorlar, köpekler gittikten sonra, yeniden yürüyüşe başlıyorlardı. Tam o sırada “köpeklerin denetimi” için imza toplayan o bayana rastladım. O da yürüyüş yapıyordu. “Hani ne oldu imza toplamıştınız?” dedim. Başını salladı… 500 imza toplamışlar, belediyeye vermişler ama değişen şey sadece köpeklerin sayısı olmuş. O da olumsuz açıdan olmuş. Eskien 8- 10 köpek varken köpek sayısı 16’ya çıkmış.
BELEDİYE NE YAPSIN?
Şikayetler artınca Ayvalık Belediyesi harekete geçmiş. Belediye ekipleri tarafından toplanan köpekler, köpek bakım barınağına götürülmeye, orada kısırlaştırılıp, aşıları yapılıp, kulakları küpelendikten sonra toplandıkları yerlere geri bırakılmaya başlanmış. Sonuçta değişen bir şey yok. Eskiden yoldan geçen insanlara, arabalara, motosikletlere saldıran köpekler, şimdi kulaklarında küpe olduğu halde aynı aynı saldırı işini sürdürüyorlar.
Geçen Çarşamba günü, otomobilimi bir servise bıraktım ve zaman geçirmek için, İzmir Karşıyaka’ya geçtim. İnanır mısınız ben ilk kez Karşıyaka’ya giriyordum ve Karşıyaka sahilinde dolaşıyordum Karşıyaka’nın çarşısına pazarına kadar gezdim, dolaştım. Çok beğendim. Karşıyaka Belediye Başkanı olan Cevat Durak’ı kutlarım. Çok temiz ve kediden köpekten uzak pırıl pırıl bir kent yaratmış.
Ayvalık’ın köpek sorununu yazarken “Belediye ne yapsın, elinden ancak bu kadar geliyor” mealinde bir başlık atmak istiyordum. Ama Karşıyaka’nın halini görünce fikrimi değiştirdim. Karşıyaka Belediyesi ne yaptıysa, Ayvalık Belediyesi de aynı şeyleri yapıp sokakları köpek istilasından kurtarabilir.
Sokak köpekleri çoğaldıkça Ayvalık’ta olaylar da çoğalıyor. Özellikle, gece yarıları ağıllara giren köpeklerin parçaladığı koyun keçi yüzünden, bu kez “köpek itlafları” gündeme geliyor. Meraları, ağılları saldırıya uğrayanlar bu kez, hayvanlarının acısı ile “köpek avına” çıkıyorlar. Cunda’da bir ağıla giren köpeklerin 7 koyun ve bir keçiyi parçalamalarının ertesi gününde 3 köpeğin fare zehiri ile zehirlenmesi dikkat çekmişti. Burada iki tarafta da “hayvana eziyet” var. Köpeklerin zehirlenmesine karşı çıkıp tepki koyanlar “hayvanların yaşama hakkını” savunuyorlar ama karşı tarafta da “hayvanlar öldürülmüş, yaşam hakkı alınmış” oluyor. Yani “iki tarafı da pis değnek” misali.
Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen ise “başıboş kedi köpek sorununun sadece Ayvalık’ın sorunu değil, Türkiye’nin ciddi bir sorunu olduğunu” vurguluyor. Ayrıca da “5199 sayılı yasa; belediyelerin başıboş köpekleri toplayıp, kısırlaştırarak, gereken aşılarının yapılmasının ardından bulundukları doğal ortamına salıverilmesini emrediyor. Bugün hangi belediye olursa olsun bu kanunun dışına çıkabilecek bir çalışma yapamaz” diyor. Nasrettin Hoca örneği başkan da haklı ama, köpeklerden tedirgin olan Ayvalık halkı da haklı…